Her yeni dizide yeni bir yüz, yeni bir yetenek giriyor hayatımıza. Özge Özpirinçci de bunlardan biri. Önce reklamlarda izledik, ardından ‘Cesaretin Var mı Aşka’ dizisinde gördük. Pek çok kişi onu, ‘gelecek vaat eden genç oyuncu adayı’ olarak görüyor. Bu ilk projesinde pek çok şey deneyimlemiş. Küçüklüğünden beri konservatuara girip tiyatrocu olmayı istese de Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri bölümüne girince bu hayali rafa kalkmış. Ama oyunculuğu o kadar istemiş ki bir gün, bir şekilde, bir kapı açılmış karşısına... O da bu kapıdan sessiz sedasız girmiş. 22 yaşındaki Özpirinçci, ailesinden aldığı onay ile başlamış oyunculuğa. Küçük yaşlarında önce ağabeyinin kısa filmlerinde rol almış... ‘Kavak Yelleri’ dizisinde Ada karakterini canlandıracak konuk oyuncu olarak, ekim sonu gibi yayınlanmaya başlayacak ‘Melekler Korusun’ dizisinde de Hümeyra’nın kızı İpek rolünde izleyeceğiz onu.
Lise 2’ye giderken öğrenci değişim programı ile bir yıllığına Amerika’ya giden Özpirinçci, tenis, voleybol, basketbol ve futbol oynamış kısa süre. Annesi İngilizce öğretmeni, babası İngiliz filolojisi mezunu. Ağabeyi de sinema-televizyon eğitimi için New York’ta. Dolayısıyla sürekli İngilizce konuşulan bir evde büyümüş Özpirinçci. Amerika’ya dil öğrenmek değil, deneyim kazanmak için gittiğini söylüyor. Pek çok reklamda boy gösteren ve dizi oyunculuğuna devam eden Özpirinçci ile konuştuk.
Sizi ilk reklamlarda gördük, ardından ‘Cesaretin Var mı Aşka’ dizisinde yer aldınız. Ancak uzun soluklu olmadı...
Evet, o güzel bir projeydi. İlk kez öyle bir sette çalıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Sekiz bölüm devam etti. Üniversiteden mezun olmuştum, çekimler geldi üzerine dinlenememiştim. Dizi bitince iki hafta tatil yapabildim. Sonra ‘Kavak Yelleri’nden konuk oyuncu olmam için teklif geldi.
‘Kavak Yelleri’nde hangi rolde izleyeceğiz sizi?
Ada adında deli dolu, canının istediği her şeyi yapan bir kızı canlandıracağım. Ada, Deniz’le bir anda karşılaşıyor. Ve ona hayatın güzelliklerini gösteriyor. Aslında kızın da bir sırrı var. Ve bu sonra ortaya çıkacak. Bir oyuncunun üzerine bir şeyler ekleyebileceği bir rol. Ben de beş bölüm konuk oyuncuyum.
Peki, Hümeyra’nın kızını canlandıracağınız proje nasıl?
İpek’in babası küçükken ölmüş, annesi üzerine çok düşüyor. Annesi hemşire olmasını istiyor, o da tiyatro okumak. Çok sıcak, tam bir aile hikayesi. Annesiyle İpek’in çekişmesi ilk birkaç bölümde izlenecek. Sonrasında gelişmeler olacak...
İKİ ROL OYUNCUYA ZENGİNLİK GETİRİR
Oyunculuğa yeni başlamış biri olarak aynı anda iki rolü yürütmek zor olmayacak mı?
Geçen gün sette de aynı şeyi konuştuk; çoklu kişilik bozukluğu gibi. Ama birbirinden farklı karakterler olduğu için de kolay. Oyuncudan oyuncuya değişir ama bence bu bir avantaj. Çünkü yolun başındayım. Ada’dan İpek’e, İpek’ten kendime bir şeyler katabilirim. Birden fazla projede yer almak bir oyuncuyu yıpratmaz aksine zenginleştirir.
Hiperaktif, çekimler sırasında role kendinden de bir şeyler katan biri gibi izlenim verdiniz bana...
Öyleyim. İzlerken bakıyorum diksiyonumda problem yok, ellerimi kollarımı bazen çok kullanıyorum ama oyuncu arkadaşlarım beni yönlendiriyorlar.
HOLLYWOOD DA OLUR BOLLYWOOD DA...
Amerika’ya gidecekken reklamlar ardından dizi projelerinin şekillenmesi bir şans mı?
Hayatımda plan yapmayı sevmem. Amerika ilk planımdı. Ama her şey bir anda oldu. Kısa zamanda kendi gelişimimi görebilmek büyük bir motivasyon. Cok iyi insanlarla çalıştım, bu da bir avantaj.
Ağabeyinizle aynı meslekten olmanızın avantajları oluyor mu? Oyunculuğunuzu beğeniyor mu?
Ailem de ağabeyim de beni hep teşvik ediyordu. İlkokuldayken onun kısa filmlerinde oynuyordum. Bir defa kurban rolündeydim, saçıma ketçap sürmüştü, bitlenmiştim. Ben ağabeyimin deneğiydim. Bana makyajlar yapıyordu. Biz ciddi ciddi film çekiyorduk; yapımcımız babamdı, senaristte ağabeyim. Evde küçük bir set kurmuştuk.
Oyunculuğa dair en büyük hayaliniz nedir?
Türkiye ile sınırlı kalmak istemiyorum. Yurtdışında havayı solumak isterim. Başka bir kültürle, başka şartlar altında çalışmayı istiyorum. Bu bir Hollywood filmi de Bollywood filmi de olabilir. Hayatta her şeyi olmak istersiniz ama olamazsınız. Ama bir rolü canlandırarak bunu yapabilirsiniz. En çok da tiyatroda yer almak istiyorum. Bu alanda kendimi geliştirebileceğim eğitimi almak istiyorum.
Kendinizi nasıl bir role daha yakın görüyorsunuz?
Sanırım komediyi daha yakınım. Bir insanı ağlatmak kolay, güldürmek zor. Sinemada ise saman altından su yürüten, aklı kötü çalışan bir karakteri canlandırmak isterdim.
Kimlerle çalışmak istersiniz?
Binnur Kaya, Bennu Yıldırımlar, Haluk Bilginer. Hümeyra ile çok isterken oldu, mutluyum. Türk yönetmenlerin hepsiyle çalışmak istiyorum.
Ağabeyinizle ortak bir proje olabilir mi ileride?
O benim Steven Spielberg’im! Kesin olacak, inanıyorum. Ağabeyim beni Leon’daki Nathalie Portman’a çok benzetiyordu. ‘Benim Mathilda’m’ derdi hep bana.
Pek çok oyuncu adayı varken projelerde tercih edilme nedeniniz ne sizce, neye bağlıyorsunuz?
Benim kategorimde çok oyuncu var. Erenköy’de oturuyorum, benim yaşımda olup 30’unda hisseden, doğallıktan uzak o kadar çok kız var ki! Somurtuyorlar, kaşlar çatık, dudaklar çıkık dolaşıyorlar. Bence seçilme nedenim doğal olmam.
Beş yıl sonra kendinizi nerede görmek istiyorsunuz?
Beş yıl sonra kendimi bir sinema afişinde görmek isterim.
--------------------------------------------------------------------------------
Yan rol için saçımı platin rengi yapmam
Yurtdışındaki yapımlarda oyuncular bir role hazırlanırken kilo alabiliyor, saçını kazıtabiliyor. Siz böyle bir proje için neler yaparsınız?
Bridget Jones’un günlüğü için Renee Zellweger acayip kilo almıştı, Nathalie Portman kafasını kazıttı. Bunlar yapılabilir. Kaynağı sizde olan şeylerden fedakarlık etmediğiniz sürece bir yere varamazsınız. Ama bir sinema filminde yan rol için saçımı platin sarısına boyatmam. O rolün kariyerime bir şey katabilmesi lazım.
Sizce ekrana yakışıyor musunuz?
Yakışıyorum ama güzellik yeterli değil. Mesela Şahika, ekrana çok yakışıyor. Ben sol profilimi severim. İkili çekimlerde “Senin profil takıntın var mı” diye soruyorum. Eğer yoksa yer değiştiriyoruz. Kişinin kendinin farkına varması güzel, ancak bu şekilde kendi güzelliklerini ortaya çıkarıyorsun.